9317,24%-0,84
37,95% 0,34
43,14% 0,15
4074,57% 0,31
6621,05% 0,78
Haber ve yorum:
Çetin Ay – Kırşehir/kaman
Kanal İstanbul yıllardır tartışılıyor. Resmî söylemde proje, Türkiye’nin jeopolitik gücünü artıracak dev bir hamle olarak sunuluyor. Ama sahada sorular başka:
Bu projeden kim ne kazanacak? Türkiye mi, yoksa bir avuç seçilmiş zümre mi?
NATO İÇİN AVANTAJ, TÜRKİYE İÇİN RİSK
Kanal İstanbul, Montrö Sözleşmesi’nin sınırlamalarını dolaylı olarak aşabilecek bir alternatif geçiş hattı anlamına geliyor. Bu durum, NATO’nun Karadeniz’e daha rahat erişim sağlaması için stratejik bir fırsat olabilir. Ancak aynı kolaylık, Türkiye’yi büyük güçler arasında daha kırılgan bir pozisyona da itebilir.
Yani: Bu kanal Türkiye’yi güçlendirecek mi, yoksa çatışmalı alanlara daha çok mı çekecek?
ERDOĞAN NE KAZANIR?
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu projeyi, siyasi gücünün ve kararlılığının bir simgesi olarak görüyor. “İnadına yapacağız” ifadesi, projenin teknik değil politik bir karar olduğunu net biçimde ortaya koyuyor.
Peki maddi boyut?
Bu projeyle birlikte etrafında oluşacak yeni imar alanları, milyarlarca liralık taşeronluk ihaleleri ve altyapı yatırımları, doğrudan olmasa da iktidara yakın şirketler için büyük bir ekonomik hareketlilik yaratıyor.
Yani Erdoğan bu projeden kişisel gelir elde etmese bile, kendi çevresinin ekonomik gücünü artırarak siyasi bağlarını daha da sağlamlaştırıyor.
MİLLETİN CEBİNDEN ÇIKACAK
Bu proje kamu kaynağıyla, yani milletin parasıyla finanse edilecek. Uzmanlara göre çevresel etkileri büyük, ekonomik getirisi ise belirsiz. Bu şartlarda, vatandaş şu soruyu soruyor:
“Bu kadar paraya gerçekten ihtiyacımız var mı, yoksa birilerinin hesabına mı çalışıyoruz?”
Kanal İstanbul artık sadece bir kanal değil, bir ayrım çizgisi.
Bir yanda “milletin menfaati” diyenler, diğer yanda “milletin sırtından rant çıkaranlar.”
Kanal açılmadan önce, asıl açılması gereken şey hesap defteridir.
Bu haber ve değerlendirmeler, iş insanı ve yazar Çetin Ay’ın yorumlarını içermektedir.
UBA Özel Haber