10460,44%-1,58
42,33% 0,19
49,36% 0,21
5597,17% -1,03
9303,33% -2,05
Dünya artık haritalarla değil; teknoloji, sermaye, enerji ve veri ağlarıyla şekillendirilmeye çalışılan dev bir yapıya doğru itiliyor. Bu tabloda devletler, ürettikleri değer ve korudukları egemenlik kadar söz sahibi oluyor. Soru nettir: Kendi merkezimizi mi kuracağız, yoksa başkalarının kurduğu merkezin çevresine mi itileceğiz?
Küresel borcun 307 trilyon doları aşması, üretimden uzaklaşan ülkeler için yaklaşan fırtınanın habercisidir. Enerjisini dışarıdan alan, teknolojisini üretemeyen ve verisini koruyamayan devletler başkasının sistemine mahkûm olur. Çünkü çağımızın bağımsızlığı toprakla değil; veriyle, enerjiyle ve teknolojiyle korunur.
Bugünün düzenini yalnızca sermaye değil; veri algoritmaları ve dijital platformları kullanan güç odakları yönlendirmeye çalışıyor. Google, Meta, Amazon, Microsoft ve Apple’ın küresel veriyi kontrol etmesi ulusal egemenlik açısından ciddi bir tehdittir. Rusya dijital duvar kuruyor, Çin veriyi ulusal güvenliğin merkezine alıyor, Avrupa hukukla direniyor. Türkiye’nin de kendi dijital egemenliğini güçlendirmesi artık bir tercih değil; zorunluluktur.
Güvenlik anlayışı da değişti. Savaş yalnızca cephede değil; enerji hatlarında, iletişim ağlarında ve siber sistemlerde yaşanıyor. Ordumuzun kudreti teknolojiyle birleştiğinde gerçek caydırıcılık ortaya çıkar. Bugünün hükmü açıktır: Silah savaş kazandırır; teknoloji kader belirler.
Bir toplumun gücü yalnızca nüfusa dayanmaz. Kalıcı güç, bilginin niteliği, disiplin ve ortak hedeflere sadakatle oluşur. Yeni nesiller sözlere değil, hayatlara bakıyor; inancı anlatan dil değil, davranıştır. Bu nedenle güçlü olmak kadar tutarlı olmak, inanmak kadar örnek olmak değerlidir.
Bugünün düzeni ülkeleri üçe ayırıyor:
Kuralları koyanlar, değiştirenler ve başkalarının kurallarına mahkûm kalanlar.
Ayakta kalmak; eğitim, teknoloji, üretim ve stratejik akılla mümkündür.
Türkiye, bin yıllık devlet geleneği, coğrafi üstünlüğü, enerji koridorlarındaki stratejik konumu ve güçlü toplum refleksiyle yeni dönemin en iddialı devletlerinden biridir. Ancak bu konum kendiliğinden gelmez; çalışmayla, hazırlıkla ve kararlılıkla alınır.
“Türkiye’nin kaybedecek günü yoktur; bu millet tartışmayla değil, çalışmayla büyür.
Bizi bölen değil, birleştiren adımlar yarınımızı belirler.”
Çetin Ay
Vatan evladı