9356,04%-1,26
38,77% 0,04
44,08% 0,52
4201,78% 1,92
6731,05% 1,32
Binlerce Mahkûm ve Aileleri Bayram Öncesi Umutsuzluğa İtildi
Türkiye genelinde cezaevleri alarm veriyor. Resmî verilere göre 270 bin kişi kapasiteli cezaevlerinde hâlihazırda 340 binden fazla tutuklu ve hükümlü barındırılıyor. Cezaevlerindeki aşırı doluluk, sadece fiziksel bir sorun değil; hukuki, insani ve anayasal düzeyde bir kriz olarak değerlendiriliyor.
Son haftalarda kamuoyunda oluşan af beklentisi, hükümete yakın bazı medya organlarında yer bulan “çalışmalar var” mesajlarıyla büyütülürken, bayrama günler kala gelen “af gündemimizde yok” açıklaması, içeride ve dışarıda milyonlarca insanı derinden sarstı.
Sistem Tıkandı, İnsanlık Nefessiz
Cezaevlerindeki doluluk artık cezanın infazından öteye geçti.
Üç kişilik odalarda yedi kişi yatıyor, hasta tutuklular tedaviye ulaşmakta zorluk yaşıyor, yargılaması süren adli mahkûmlar uzun süre içeride kalıyor. Avukatlar ve insan hakları savunucuları bu tabloyu, “sistematik bir mağduriyet” olarak nitelendiriyor.
Anayasa’nın 17. maddesi açık: “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.”
Ancak uygulamalar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesini de ihlal edecek düzeyde. AİHM’e göre “aşırı doluluk ve insanlık dışı barınma koşulları”, devletlerin doğrudan sorumluluğudur.
Af Neden Gerekli?
Uzmanlar ve sivil toplum kuruluşları af meselesinin artık “siyasi takdir” sınırını aştığını, sosyal devletin onarıcı işlevi açısından zorunlu hâle geldiğini savunuyor.
Af, yalnızca içeridekileri değil; onların eşlerini, çocuklarını, yaşlı anne-babalarını, ekonomik olarak yıkılmış aile yapılarını da ilgilendiriyor.
Af;
• Cezaevlerindeki baskıyı azaltır,
• Aileleri birleştirir,
• Toplumsal tansiyonu düşürür,
• Yargı sistemine nefes aldırır.
“Beklentiye Sırtını Dönmek Vicdanı Yorar”
İş insanı ve toplum temsilcisi Çetin Ay, süreci şöyle yorumladı:
“Bu mesele artık sadece adaletin konusu değil; vicdanın, merhametin ve yönetim ahlâkının konusudur. Ceza affı bir lütuf değil; sosyal devletin zor zamanlarda başvurabileceği anayasal bir çözümdür. Cezaevinde yer kalmadıysa, merhametin devreye girmesi gerekir.”
Umutla Oynamak En Ağır Ceza
Bayram öncesi “af çıkacak mı?” sorusu artık yüz binlerce hanede sadece hukuki bir beklenti değil, bir duaya, bir bayram hayaline dönüşmüştü.
Ancak bu beklentiye yeterince açık ve net yaklaşılmaması, toplumda ciddi bir güven aşınmasına yol açtı.
Yöneltilen çağrı net:
Eğer af çıkmayacaksa bile, insanlar en azından şeffaflık ve dürüstlükle bilgilendirilmeyi hak ediyor.
Çünkü umutla oynamak, en ağır cezaya bile denk düşebilir.
Çetin AY
BWA BŞK
⸻
Not: Bu haber metni, kamuoyunun bilgi alma ve ifade özgürlüğü kapsamında hazırlanmıştır. Hiçbir kişi ya da kurumu hedef almaz; yalnızca toplumun yaşadığı hukuki ve insani sorunu ortaya koymak amacı taşır. Anayasa’nın 26. ve 74. maddeleri çerçevesinde yasal zemine dayanmaktadır.