Taner Ay'ın hayatı bu sözün en somut örneğidir.
İftiraların Başlangıcı
Taner'in adı ilk kez 17 yaşındayken televizyon ekranlarına taşındı. Bazı programlarda "Osmanlı Germany" adı altında kurgulanan iddialarla hedef gösterildi. Oysa belgeler açıktı: Bu yapının kurucuları arasında devletin önemli bürokratları bulunuyordu. Taner'in doğrudan hiçbir ilgisi yoktu. Buna rağmen günlerce aynı suçlama tekrarlandı, basında karalama haberleri manşet oldu.
Meydan Okuma
Aile sessiz kalmadı. Taner Ay'ın babası, "Eğer bu iftiraları ispatlayabiliyorsanız 1 milyon Euro ödül veriyorum. İspat edemezseniz susun!" dedi. Bu meydan okuma hâlâ geçerli. Aradan yıllar geçti, tek bir delil ortaya konulmadı. Ama karalama kampanyaları bilinçli şekilde sürdürüldü.
Şüpheli Olay
27 yaşında Bulgaristan'da hayatını kaybetti. Resmi kayıtlara "trafik kazası" olarak geçti. Fakat toplumun vicdanında derin soru işaretleri bıraktı. Çünkü Taner Ay her zaman emniyet kemeri takardı. Kazada onun kemeri çözülmüşken, yanındaki yolcunun kemeri takılıydı ve hayatta kaldı. Bu basit ayrıntı bile dosyanın sıradan bir kaza olmadığını düşündürdü.
Devletin ve Dünyanın Bildiği Hakikat
Bugün bazıları bu dosyayı unutturmak istese de hakikat kaybolmaz. Devletin arşivlerinde kayıtlıdır, MİT'in raporlarında vardır. Uluslararası istihbarat örgütleri de bu olayı kendi dosyalarına çoktan geçirdi. Çünkü diplomasi dünyasında hiçbir dosya kaybolmaz. Brüksel, Londra, Washington, Berlin ayrıntısına kadar biliyor.
Bir Türk Gencinin Hikâyesi
Taner Ay suçsuzdu, günahsızdı. Devletine bağlı, milletine saygılı, insan ayrımı yapmayan bir Türk genciydi. Kırşehir'in Kaman ilçesinden çıkıp Solingen ve Düsseldorf'ta büyüdü. Ankara ve Berlin'de iş dünyasında adını duyurdu. New York'ta bağlar kurdu. Sofya'da ise hayatının en dramatik sayfası yazıldı.
Yakışıklılığı, başarısı ve siyasi duruşu kıskançlıkların hedefi oldu. Önce iftiralarla yıpratıldı, sonra şüpheli bir olayla hayattan koparıldı.
Bugün kâğıtlarda hâlâ "kaza" yazıyor olabilir. Ama halk biliyor ki hakikat kâğıtla örtülmez. Çünkü adaletin öldüğü yerde, insanlık daha fazla dayanmaz.
Her kışın bir baharı, her yazın da bir sonu vardır. Sessizliğin fırtınası yakındır. Taner Ay'ın adı bir gün yeniden adaletin sembolü olarak yükselecektir..!!